Kadiri Tarikatı

kadiri

Kadirilik ya da diğer adıyla Kadiriyye İslam dünyasının ilk tarikatı ve dolayısıyla en köklüsü ve en yaygınıdır. Bu bakımdan da özel bir yere sahiptir.

Kurucusu Abdülkadir Gıylanî’dir. Bazı kaynaklarda Geylanî diye de geçer. Abdülkadir Gıylani, Hazar denizinin güneyindeki Nıyf köyünde 1077 yılında dünyaya gelmiştir. Öğrenimi Bağdat şehrinde olmuş ve dönemin en önemli İslam bilginlerinden olan sufi Ebû Sa’d Mübarek-i Muharrimi’den mezun olmuştur. Ölüm tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte kaynakların bir kısmını ölüm tarihini 1166 kimisi de bu tarihten bir yıl sonrasını yani 1167 yılını verir. Mezarı, Bağdat’taki tekkesindedir.

Kadirilik, İslam dinin ilk tarikatıdır. Aslında Geylani’den önce de bazı şeyhlerin çevresinde toplanan müridler olmuş, ondan ders alan kişiler olmuştur ama bu dersler ve ikmal o şeyh ölene kadar var olmuştur. Şeyh öldükten sonra öğrenciler dağılmıştır. Kadirilik bu yüzden ilk İslam tarikatıdır çünkü Geylani öldükten sonra devam etmiş, günümüze kadar gelebilmiştir.

Abdülkadir-i Geylani Kimdir?

Yukarıda da giriş yaptığımız üzere Geylani, Anadolu topraklarının dışında doğan ve dini eğitimini Bağdat tarafında alan bir zattır. O, Ebû Sa’d Mübarek-i Muharrimi’den ders aldıktan sonra hocasının kendisine tahsis ettiği medresede 1127 yılında ders vermeye başlamıştır. Kayıtlara göre Geylani, Cuma günkü dini görevleri dışında medreseyi terk etmez , öğrencilerin ona sorduğu sorulara eksiksiz ve tatmin edici cevaplar verilmiş. Bu ünü de onun düşüncelerin medreseden taşmasına yardımcı olmuş. Müderris ve vaiz olarak Bağdat ve civarında o kadar çok tanınmış ki oğlu onun hakkında anısını anlatırken Ebû Medyen el-Mağribî, Ebû Amr Osman b. Merzûk gibi zatların babasının elinden hırka giydiklerine değinmiştir. Daha sonra bu zatlar, onun tarikatında halife olarak görev almışlardır ki bu da gösteriyor ki Geylani’nin tarikat süreci kendisi hayattayken başlamıştır.

Geylani’nin çok fazla çocuğu vardır, çocukları da babalarının yolundan gitmiş ve onun ilmini onun tarikatını geliştirmeyi amaçlamışlardır. Bu bakımdan Kadirilik tarikatının yayılmasının bir nedeni de Geylani’nin evlatları ve evlatlarının babalarına olan bağlılıklarıdır. Özellikle Seyfeddin Abdülvehhâb babasından birebir ders almakla birlikte onun yerine öğrencileri de medresede okutmuştur.

Geylani’nin çocuklarından Ebû Nasr, Bağdat’ın Moğollar tarafından işgali sırasında kādılkudâtlık görevindeydi ve Moğolların yıkımına maruz kalan yerlerden birisi de Kadirilik tarikatı idi. Bu istila sırasında Geylani çocukları ve torunları farklı yerlere dağılarak tarikatı daha geniş coğrafyalara yaymayı başarmışlardır. Geylani’nin yıkılan türbesi ve medreseleri başka bir Türk imparatoru tarafından yani Kanuni tarafından Mimar Sinan’a yeniden işgal ettirilmiştir. 1534’teki bu imardan sonra Bağdat’a nakîbüleşraf olarak yine Geylani soyundan birisi Osmanlılar tarafından getirilmiştir. Bu görev uzun bir süre Geylani soyundan gelen tarafından idare edilmiştir.

Bunu da oku :  Tasavvuf ve Musiki

Bizim tarihi yakinen takip ettiğimiz Behcetü’l-esrâr ve Ķalâidü’l-cevâhir gibi eserlerde Geylani’nin soyu baba tarafında Hz. Hasan’a anne tarafından Hz. Hüseyin’e dayandırılır. Kendisine inananların onun hakkında uydurduğu birçok rivayet ve destansı hikayeler mevcuttur.

Kadirilik Tarikatı Nedir, Nasıl Oluşmuştur?

Kadirilik, Tanrı adlarını anmayı benimseyen bir sistemdir. Esma yolundadırlar da diyebiliriz. Seyr-i süluk, Tanrı’nın yedi isminin anılması ile başlar : Lâ ilâhe illallah, Allah, hû, hay, vâhid, azîz, vedûd isimlerine usul es-mâsı; hak, kahhâr, kayyûm, vehhâb, müheymin isimlerine fürû esmâsı denir. Salik her isimden sonra iki rekat namaz kılar. İsimler, nefsin yedi aşamasını temsil eder. Bu isimler, nefsin her aşamasında belli sayıda / belli kere zikredilir. Bu aşamalar, kollarda çok az da olsa değişikliğe uğrar.

Tarikat sistemi Geylani tarafından belirlenmiştir, ayrıca tarikat faaliyetleri de Geylani hayattayken başlamıştır. Mevlevilik gibi babanın yolunu tarikat haline getiren bir tablo yoktur burada. Dönemin önemli zatları da Kadirilik tarikatının yayıcısı olmuştur. Bunların yanı sıra Geylani’nin ailesi, torunlar ve çocuklar bu tarikatı büyütmüşlerdir. İlk kurulduğunda Bağdat şehrinde hatırı sayılı bir üne sahip olmuştur.

Kadirilik tarikatında namaz kılınır; yalnız 5 vakit namaz ardından ayrı ayrı okunulan hizbü’l-ibtihâl, hizbü’s-Süryûniyye, fethu’l-beşâir, hizbü’l-fethiyye, hizbü’t-temcîd adlı hiziplerle vardır bunlar Geylani tarafından belirlenmiştir.

Kādiriyye tarikatında Halvetiyye’deki gibi halvet, Nakşibendiyye’deki gibi râbıta uygulaması vardır. Tarikat mensubu her gün 100 adım atar ve her adımda Hz. Peygamber’i zikreder. Akşam namazından sonra da yine 100 defa habir zikredilir.

Tarikat, kurucusu Geylani öldükten sonra ve Moğollar Bağdat’ı işgal ettikten sonra dünyanın dört bir yanına dağılmışlar. Bu dağılma sonucunda da tarikat kolları oluşmuştur.

Abdülkadir Gölpınarlı, Mezhepler ve Tarikatlar adı eserinde, Kadirilik tarikatının kollara ayrıldığını söyler ve onları sayar: Esediye, İseviye, Ekberriye, Yafiyye, Eşrefiyye, Hilaliyye, İsmailiyye, Garibiyye ve Halisiyye.

Esediyye : Bu kol hakkında pek fazla bilgi yoktur.
İseviye : Gariptir ki bu kolun kurucusu bir papazdır. Rivayete göre bir papaz parasızlıktan ben Abdülkadir halifesiyim demiş ve çevresine de bir sürü insan toplanmış. Yalnız kendisi hala Hıristiyan dinine bağlı imiş. Bir gün müridleri ile bir su kıyısına gelmiş, tüm müridler, Allah adını anıp suya ayak basmışlar, hiçbir mürid ıslanmadan gölün kıyısına geçmiş. Üstelik ayakları bile ıslanmamış. Bunu gören papaz, ben sizin dininize inandım diyerek Müslüman olmaya karar vermiş ve o da müridleri gibi gölün kıyısına geçebilmiş. Gölün kıyısına müridlerine durumu anlatmış ve müridlerine isterlerse onu bırakabileceğini söylemişler. Müridler ona “ Sen bizi Hıristiyan iken bu hale getirdin, şimdi bizi daha da iyi yaparsın” diyerek onu bırakmamışlar. Papaz ismini değiştirmiş ve “İsa” adını almış; tarikatın adı da İseviye olarak kalmış.
Ekberriye : İbn-i Arabî’ye bağlıdır. İbn-i Arabi, Abdülkadir Geylani’yi “Futuhât” adlı eserinde över.
Yafiyye : Abdülkadir Yafi’ye tabii olan bir koldur.
Garibiyye : Garibullah Muhammed adındaki bir Hintli tarafından kurulmuştur. Hindistan’da yaygındır.
Eşrefiyye : Haci Bayram Veli’nin damadı olan Eşrefzade Abdullah-ı Rumi tarafından kurulmuştur. Türkiye’de yaygındır. Eşrefzade Abdullah-ı Rumi Hüseyn Hameviye’den hilafet alarak bu tarikatı Kadirriye koluna mensup olarak kurmuştur.
İsmailiyye : Buna Rumiyye diyen de vardır. İsmail-i Rumi tarafından kurulmuştur. Anadolu’da aktiftir. İsmail Rumi, Tosya’da doğmuş, Bağdat’a gitmiş Kadirilik tarikatına mensup olmuştur. Daha sonra Anadolu topraklarına dönmüş, Rumeli’de 40 kadar tekke açmıştır. Ayrıca İstanbul Tophane tarafında Kadirilik tekkesini de o yapmıştır. Sultan Ahmet’in camisinin açılışında da Kaadirini zikrini idare etmiştir.
Halisiyye : Abdürrahman Halis-i Talebani tarafından kurulmuştur. Kerkük’te doğan bu zat, 1857 yılında vefat etmiştir.

Bunu da oku :  Tarikat Nedir?

Kadirilik Anadolu’ya Ne Zaman Gelmiştir?
Kadirilik, Anadolu’ya XV. yy’da gelmiştir. Hacı Bayram Veli’nin müridi iken damadı olan daha sonra da Eşrefiyye’nin kurucu olacak olan Eşrefoğlu, Anadolu’da Kadirilik çalışmalarını başlatan ilk kişidir. Kadiriyye tarikatının Eşrefiyye kolunun kurucusu ve piri ola Eşrefoğlu, tarikatı geniş bir alana yayamamıştır. Eşrefiyye, İznik ve Bursa çevresinde sınırlı kalmıştır.

XVII. yy’da Rumiyye kolu Anadolu’da yayılmaya başlamıştır. Kadirilik tarikatının Anadolu kolunda en çok çalışma yapan kişi, Rumiyye kolunun kurucusu ve piri İsmail Rumi’dir. Rumiyye kolu önce Rumeli ve İstanbul daha sonra da Anadolu’da geniş kitlere hitap etmeye başlamıştır. İstanbul Tophane’de kurulan ilk Kadirilik tekkesi, yine İsmail Rumi tarafından kurulmuştur ve diğer Rumiyye tekkelerinin de merkezi olmuştur.

Kadirilik Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’da da yayılmıştır. Bu bölgede daha çok Suriyeli aileler tarafından yayılan bu tarikatın en tanınmış şeyhleri Berzencî ve Sâdât-ı Nehrî’dir.

Kadirilik tarikatının Halisiyye kolunu kuran Ziyâeddin Abdurrahman Hâlis et-Tâlibânî, Kadirlik tarikatının Halissiye kolunu başta Sivas olmak üzere Anadolu’ya yaymıştır. Yalnız Rumiyye kadar başarılı olamamıştır. Sadece Sivas ile sınırlı kalmıştır.

Bunu da oku :  Hanefilik

Kadiriyye tarikatı kol olarak Eşrefiyye ve Rumiyye kolu ile Anadolu’da ses getirmiştir. Rumiyye, Anadolu – Rumeli – İstanbul olmak üzere Kadirilik tarikatını en iyi yayan koldur. Anadolu için Kadirilik denilince akla gelen iki isim de Eşrefzade ve İsmail Rumi’dir.

Kadirilik özellikle Rumeli’de Alevi bir hale bürünmüştür. Bugün de genelde Alevi kitlelerine atfedilir. Bunda, Kadirilik silsilesinin işleyişi de etkili olabilir çünkü silsilede Hz. Ali önemli bir yere sahiptir. Elbette ilk amaç Allah’a ulaşmaktır ama silsile içinde Hz. Muhammed ve Hz. Ali önemlidir.

Abdülbaki Gölpınarlı, Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar adındaki eserinde Kadirilik için Rıfailer kadar olmamakla birlikte Kadirî mensuplarının da “acayip şeylerinin” (uygulamaların / tapınmalarının) olduğunu söyler. Bu acayip şeyleri de “kızgın fırına girmek, şiş saplamak, ateşle oynamak” gibi diyerek örneklendirir.

Kadirilik tarikatı Anadolu’dan başka,

  • Hama-Suriye,
  • Afganistan,
  • Hindistan,
  • Irak,
  • Balkanlar,
  • Arnavutluk,
  • Batı Afrika,
  • Kuzey Kafkasya,
  • Orta Asya
  • Doğu Türkistan,
  • Pakistan,
  • Endonezya
  • Çin

’de de yayılmıştır.

Bu konuda yani Kadirilik üzerine halk bilim ve dinî ilimlerle ilgili olarak Türkiye’de Mustafa Kara çalışmıştır. Abdülbaki Gölpınarlı da yazıda adı geçen eserinde bu konuya değinmiştir.

Kadirilik tarikatı geniş bir coğrafyaya yayılmış olsa da maalesef onlarla ilgili onlara özel bir çalışma yapılmamıştır. Elde bilgi vardır ama bunların büyük kısmı rivayet ile karışıktır, ayıklanması gerekir. Özellikle kurucu Geylani hakkında akıl almaz hikayeler anlatılmaktadır.

Tarikat, günümüzde de faaliyetlerine devam etmektedir ama Tekke ve Zaviyelerin kapatılması ile Osmanlı dönemindeki kadar güçlü ve etkili değillerdir. Genelde bu tarikatlar, evde yapılan sohbetlere dönmüştür.

Gölpınarlı, Abdülbaki, Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar, İnkılap Kitapevi
Azamat, Nihat, İslam Ansiklopedisi, madde: Kadiriyye, c. 24, s.132
Özkırımlı , Atilla, Türk Edebiyatı Ansiklopedisi, c.3, s. 706

Visited 11 times, 1 visit(s) today

Benzer yazılar

Leave a Comment