İnşirah Suresinin Fazileti

kuran-rahle

Kur’an-ı Kerîm’in doksan dördüncü suresi, sekiz ayet, yirmi dokuz kelime ve yüz üç harftir. Fasılaları, kâf, elif ve be harfleridir. Sure Mekkî olup “şerh” suresi diye de adlandırılır. “Duha” suresinden sonra inmiştir ve konusu da bu surenin konusuyla yakından ilgilidir. Hatta bazı âlimler bu iki sureyi bir sûre saymıştır. “Duha” suresi, vahyin birkaç gün kesilmesi ve Resulullah’ın gönlüne bir sıkıntının çökmesi üzerine inmiş gönlüne ferahlık gelmişti. İnşirah suresi bu ferahlığı pekiştirerek şanını yüceltmekte ve ona verdiği nimetleri sıralamaktadır. Birbirini tamamlayan DUHA-İNŞİRAH SURELERİ insan psikolojisi ve özde düşünme nokta-i nazarından elbette…

Read More

En’am Suresinin Fazilet ve Sırları

papatya

-Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Yetmiş bin (70.000) melek, tesbih ve hamd sözleriyle bu surenin inişine eşlik etti.”(1) -Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “En’am suresini okuyan kimseye Allah’u Teala azametiyle rahmetini neşreder ve bu surenin –indirilişinde hazır bulunan yetmiş bin (70.000) melek surenin ayetlerinin sayısınca, gece-günüdz Allah’tan mağfiret dilerler.”(2) -Her kim sabaha çıktığı zaman En’am suresinin başından 3 ayet okursa, (1-3 ayetleri) Allah’u Teala ona, kendisini korumak üzere 70.000 melek görevlendirir. Kıyamet gününe kadar o meleklerin amellerini ona yazar. Şeytan her ne zaman o kişinin kalbine…

Read More

Maide Suresi’nin Fazileti

kuran

Kur’an-ı Kerim’in beşinci suresi. Medenî surelerdendir. Yüz yirmi ayet, bin sekiz yüz dört kelime ve on bir bin dokuz yüz otuz üç harften ibarettir. Fasılâları, ra, lam, nun, ba, dal harfleridir. Hudeybiye gününden başlayarak peyderpey nazil olmuştur. Nüzül sırası Fetih suresinden sonradır (ez-Zemahşeri, el-Keşşâf, Beyrut, t.y., I, 600). Adını yüz on ikinci ayetinde geçen “mâide” kelimesinden almıştır. Bu adı almasının özel bir sebebi yoktur. Mâide isminin ayette geçiş şekli şöyledir: “Hani, havariler: “Ey Meryem oğlu İsa! Rabbinin, gökten bize bir sofra (mâide) indirmeye gücü yeter mi?” demişlerdir…!” Sure; Ukud, Munkıze…

Read More

Nisa Suresi’nin Fazileti

kadin-nisa

Kur’an-ı Kerim’in dördüncü suresi. Yüz yetmiş altı ayet, üç bin yedi yüı kırk beş kelime ve on dört bin beşyüz otuz beş harften ibarettir. Fasılası elif, lâm, mim ve nun harfleridir. Medenî surelerden olup, nüzûl sırası Mümtehine suresinden sonra gelmektedir. Bazı bölümlerinde kadınlarla alakalı hükümlerden bahsedildiği için bu adı almıştır. Bakara suresinden sonra Kur’an’ın en uzun suresidir. Hz. Âişe’den rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: Kur’an’ın yedi uzun suresini kim öğrenip bellerse, o kişi bilgin sayılır” (Ahmed b. Hanbel, VI, 73, 82; Hakim, II, 305) buyurmuştur. Nisa suresi de…

Read More

Vahiy ve Vahiy Şekilleri

ikra

Vahiy, Allahü teâlânın dilediği şeyleri, emir ve yasaklarını vasıtalı veya vasıtasız olarak peygamberlerine bildirmesine denir. Allahü teâlâ, insanlar arasından seçtiği peygamber denilen kullarını vahiy ile şereşendirmiştir. Bu sûretle, insanlara, dünyâda ve âhirette rahat ve huzûra kavuşacakları esasları bildirmiştir. Vahiy, ilk peygamber Âdem aleyhisselâmdan son peygamber Muhammed aleyhisselâma kadar devâm etmiş ve onda son bulmuştur. Peygamberimizin sallallahü aleyhi ve sellem mübârek yüzünde, vahiy esnâsında soğuk kış günlerinde bile yağmur tânecikleri gibi ter belirirdi. O sırada yanında bulunanlar vahiy geldiğini anlarlardı. Hattâ vahyin ağırlığını hissederler, o esnâda ellerini ve kollarını kaldıracak güçleri…

Read More

Yâsîn Suresi’nin Fazileti

yasin-hat

Yâsîn Suresi’nin Fazileti Yasin Suresi, Kur’an-ı Kerim’in en önemli surelerinden biri olarak kabul edilir ve Müslümanlar arasında büyük bir manevi değere sahiptir. Surenin adı, başında geçen “Yasin” kelimesinden gelir ve bu kelime, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ismiyle anılan bir hitap şeklidir. Yasin Suresi, genellikle ölüm, ahiret ve Allah’ın birliği gibi temel konuları ele alır ve okuyanları derinden etkiler. Yasin Suresi’nin önemi ve etkisi, özellikle Müslüman toplumlarda çok büyüktür. Sık sık cenaze törenlerinde okunur ve ölünün ruhu için yapılan dua olarak kabul edilir. Aynı zamanda, hastalara şifa bulmaları için okunması da önerilir.…

Read More

İmam Asım

kutsal-kitap

Peygamber efendimizin Eshabını görenler, Tabiin devrinde yetişen, Kur’an-ı kerimin okunuşunu (kıraatini) bildiren meşhur yedi kıraat imamından beşincisidir. Künyesi Ebu Bekr, Asıl ismi ise Asım bin Behdele Ebu Necud el-Esedi el-Kufi, dir. Babasının adı Abdullah, künyesi Ebu Necud olup, İmam-ı Asım diye meşhurdur. Kufe’de doğan Asım Bin Behdele’nin doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Vefat tarihi hakkında çeşitli rivayetler vardır. 744 (H. 127) tarihinde vefat ettiği bildirilmektedir. Zamanın önemli İslam ilim merkezlerinden biri olan Kufe’de yetişen Asım bin Behdele, Eshab-ı kiramdan Abdullah bin Mes’ud, Huzeyfet-ül-Yemani, Ammar bin Yasir, Ebu Musa el-Eş’ari, Selman-ı…

Read More

Kıraatte Şâzz

kuran-okumak

Kur’an’ın mütevatir olan on kıraati (Kıraat-i Aşere)nin dışında kalan kıraatlerdir. Suyûtî ve Zerkeşî şâzz kıraati şöyle tarif ederler: “Mütevatir kıraatlere mahsus olan üç şarttan birisi eksik olursa o şâzzdır”[3] Mütevatir kıraatlere ait üç şart şunlardır: 1- Bir vecihden bile olsa Arapça’nın gramerine uygun olmalıdır. 2- Takdiren olsa bile, Hz. Osman’a nisbet edilen mushaflardan birinin resm-i hattına uygun olmalıdır. 3- Meşhur yedi ve on kurranın kıraatinden başka olsa bile, sahîh ve muttasıl bir senedle Rasûlullah (s.a.s.)’a ulaşmalıdır.[4] İşte bir kıraatte bu şartlardan birisi eksik olursa ona “şâzz kıraat” denir. Şâzz kıraate…

Read More

İlk Vahiy

hira-magarasi

Hz. Muhammed (sav) otuz beş yaşlarına geldiğinde arap toplumunda yaşanan ahlaki çöküntüden oldukça rahatsızlık duyuyordu. Arap toplumunda haksızlıklar, adaletsizlikler, ahlaki çöküntü, insanların putlara tapma oldukça yaygındı. Peygamberimiz Bu sıkıntılı ortamdan uzaklaşmak, yalnız kalmak, tefekkür ve ibadetle meşgul olmak amacıyla yanına yiyeceklerini de alıp Mekke yakınlarındaki Nur Dağı’nda bulunan Hıra Mağarası’na gitmeye başladı. Burada yalnız başına günlerce kalıyor, evreni yaratan Allah’ın büyüklüğünü tefekkür ederek ibadet ediyordu. Yine 610 yılı Ramazan ayının bir Pazartesi gecesi Hz. Muhammed (sav) ibadet ve tefekkür esnasında Cebrail, Peygamberimize göründü. Peygamberimiz çok korkmuştu. Cebrail ona “Oku!” dedi.…

Read More

Fatiha Suresinin Fazileti

fatiha-suresi

Fatiha, dine, doğruluğa, Allah’a yönelmeye, başarılı olmaya, yardım görmeye, düşmana üstün gelmeye, ibadette ve itaatte bulunmaya, merhametli ve şefkatli kalmaya, yeterli bulunmaya, sevimli olmaya, kötülükten korunmaya, güven içinde kalmaya, mülk edinmeye, irade ve ilim sahibi olmaya, malda artış elde etmeye, mevki sahibi olmaya, GÜZEL bir hayat sürmeye, ev halkını korumaya, zarar ve fesattan uzak olmaya, ilmin inceliklerini anlamaya, marifet sahibi olmaya yardım eder. Fatiha’yı çok okuyan, canında ve malında bereket bulur. Allah, onu açlık ve fakirlik gibi üzücü ve ezici şeylerden korur. Allah’tan meşru olarak ne isterse, mutlaka kendisine verilir.…

Read More

Kıraat İmamları

el-ussi

Allah’ımız Cebrail Aleyhisselam’a Kuran’ı Kerimi öğretti. Oda peygamber Efendimiz’e öğretti. O’da Ashab-ı kirama öğretti. Onlarda kendilerinden sonrakilere öğrettiler ki bunlara, ashaba tabi oldukları için ‘tabiun’ denir. İşte bunlardan Kuran-ı Kerim’i çeşitli lehçelerde okumayı öğrenen büyük imamlara da ‘Kıraat İmamları’ denir. Eshâb-ı kirâmın, kırâati ile meşhur olanlarından, Kur’ân-ı kerîm’i okuyan ve ezberleyen ve kırâat ilminde imâmlık derecesine yükselen Tâbiîn-i izâm, beş ayrı beldede meşhur olmuşlardır. Bunlardan: Saîd bin Müseyyib, Sâlim bin Utbe, Ömer bin Abdülazîz, Atâ bin Yesâr, Muâz bin Hâris, Abdurrahmân bin Hürmüz el-A’rec, Muhammed bin Müslim, Müslim bin Cündeb…

Read More

Kıraat İlmi

kuran-okuyan-cocuk

Kur’ân-ı kerîmin nasıl okunacağını bildiren ilim. Kıraat ilmi, Kur’ân-ı kerîmin yazıldığı gibi okunmasından ve tevatür yâni sağlam ve güvenilir haber hâlinde çeşitli okunuş şekillerinden bahseder. Faydası; Kur’ân-ı kerîmin kelimelerini telaffuz hususunda, hatâya düşmekten korumak; tahrif ve tağyirden (değiştirilmekten) muhafaza etmektir. Bu da, kıraat imamlarının (âlimlerinin) kıraatini bilmek ve birbirinden ayırmakla mümkündür. Bu ilim, Kur’ân-ı kerîme çok yakın alâkasından dolayı, dînî ilimlerin önde gelenidir. Kıraat ilmini öğrenmek ve öğretmek, müslümanlara farz-ı kifâyedir. Kıraatin başlangıcı ve esâsı, tevatüre yâni nakle dayanır. Kur’ân-ı kerîmi ilk okuyan, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmdır. Cebrail aleyhisselâm, her sene…

Read More